Uyanıyorum, yastığımdaki saçları topluyorum ve ardından serin bir duş alıyorum. Saçlarımı L’Occitane Aromakoloji Şampuanı ile nazikçe yıkayıp yumuşattıktan sonra kurumaya bırakıyorum. Sonra lavabodaki tüm saçları temizliyorum. Sonra birkaç avuç fındık yemek ve saç takviyesi almak için mutfağa yöneliyorum. Bu aşırı aktif saç dökülmesi birkaç ay önce başladığından beri saçlarımın sağlığını iyileştirmeye ve güvenimi yeniden kazanmaya çalışırken günlük rutinim haline geldi.

Yalnız değilim: İçinde yaşadığımız yüksek stresli pandemik dünyada kadınlarda saç dökülmesi artıyor. Aslında çoğumuzu etkileyen kadın saç dökülmesinin sırlara ışık tutması umuduyla bir hikaye.

Journal of the American Academy of Dermatology’de 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, öncelikle bir erkek sorunu olduğu düşünülen saç dökülmesi, 50 yaşına kadar kadınların yaklaşık yüzde 40’ını etkiliyor. Çok sayıda kadın etkilenmesine rağmen, birçoğu o kadar utanıyor ki asla doktora gitmiyor. Kadınlar sessizce acı çekerken neden erkeklerde saç dökülmesi bu kadar açık bir şekilde tartışılıp tedavi ediliyor?

Kadınların uzun, dolgun saçlara sahip olmaları yönündeki toplumsal baskı, İncil zamanlarına kadar uzanır: “İhtişamın taçlandırılması” ifadesinin 1. Korintliler 11:15’ten geldiğine inanılır: “Bir kadının uzun saçları varsa, bu onun için bir yüceliktir. ”

Tarih boyunca sağlıklı bir saç, kadınlık, doğurganlık, gençlik ve güzellik ile ilişkilendirilmiştir. Viktorya döneminde, uzun güzel saçlar sanatta, edebiyatta ve popüler kültürde o kadar değerliydi ki, bir kadının büyülü güçlerini ve canlılığını içerdiğine inanılıyordu. Bu nedenle, bir kadının saçları normalden daha fazla dökülmeye başladığında, kimliğinin bir kısmını kaybediyormuş gibi hissetmesi şaşırtıcı değildir. Dermatolog Dendy Engelman’ın söylediği gibi, “Ofisimde saç dökülmesi hakkında konuşurken, kanser teşhis edilmiş kadınlardan daha kadın gözyaşlarına boğuldu”.

İşin aslı zihnimizi, duygularımızı veya bedenimizi olumsuz etkileyen her şey saçımızı da etkileyebilir. Geçmişte hayatlarında gerçekten stresli bir dönem geçirmiş ve ardından aylar sonra saçlarının inceldiğini veya saç dökülmesinin geliştiğini fark etmeye başlayan kişilere sıkça rastlıyoruz. Travma sadece zihinsel sağlığı etkilemekle kalmaz, aynı zamanda fizyolojik refahı ve genel sağlığı da derinden etkiler. Saç dökülmesine stresli bir olay neden olduğunda, kişi olayın ilk travmasıyla değil, aynı zamanda saçlarını kaybettiğinde oluşan travmayla da baş etmek zorundadır.

Kadınlarda saç dökülmesinin farklı türleri nelerdir?
Engelman, saç döngüsünün nasıl dört aşamalı bir süreç olduğunu açıklıyor: Anagen (büyüme), Catagen (büyüme döngüsünün sonu), Telogen (uyku hali) ve Exogen (dökülme). Her saç kökü farklı zamanlarda bu süreçten geçer, aksi takdirde saçlarımızın tamamı tekrar çıkmaya başlamadan önce aynı anda dökülürdü. Günde dökülen kesin “normal” saç sayısı yoktur ve bu tamamen kişilere bağlıdır. Ancak normaliniz değişmiş gibi görünüyorsa ve yastığınızda, giysilerinizde fazladan tüyler görüyorsanız ve hatta yemeğinizin içine düşüyorsa, bu tüy büyüme döngünüzün bozulduğu anlamına gelebilir.

Saç dökülmesinin tek başına genetik mi yoksa katkıda bulunan tıbbi faktörlerin mi olduğunu anlamak önemlidir. Tıbbi faktörler, perimenopoz, menopoz ve doğum sonrası dönemde meydana gelen hormonal değişikliklerin yanı sıra stres, hastalık, kilo kaybı ve hatta bağırsak sağlığını içerebilir.

Erkek tipi dökülme de denen Alopesi, yani saçın ön kısımların yuvarlak biçim alarak dökülmesi genetiktir. Saç, kafa derisinin ön ve üst kısımlarında incelir ve bu kısım genişlermiş gibi görünür. Bu tip incelme, polikistik over sendromu (PKOS) gibi hormon düzeylerinin yükseldiği durumlarda da görülebilir. Anagen effluvium , büyüme aşamasındaki folikülü etkileyen, saç toksik bir şoka (kemoterapi gibi) maruz kaldığında, aktif büyüme aşamasında şaftı kıran, iz bırakmayan bir alopesidir.

Saç dökülmesini nasıl tedavi edebilirsiniz?
Nedeni ne olursa olsun, incelmiş saçları tedavi etmenin amacı, saç köklerinin ellerinden gelen en iyi şekilde işlev görmesini teşvik etmektir. Gerçekçi hedeflere sahip olmak önemlidir: Elbette saçlarımın cılız dökülen tellerden 1970’lerin tarzı Cher tanrıça saçlarına geçmesini herkes ister, ama ne yazık ki bunun aynı şekilde olmayacağını herkes bilir. Herhangi bir tedaviye başlamadan önce, karar verdiğiniz tedavi yolunun sizin için doğru olduğundan emin olmak için dermatoloğunuza danışmanız önemlidir.

Takviyeler
Geçmişte ve bu özel dökülme döneminde, sağlıklı saç köklerini desteklemek için botanik bileşenler ve vitaminlerin bir kombinasyonunu içeren bir takviye aldım. Yanı sıra haftalık olarak 1 kutu bemiks, bir kutu evigen, bir kutu bepanthen ampulü 100 ml badem yağına karıştırıp saçıma maske yapmaya başladım. Doktor önerisiyle sabah biotin, magnezyum ve selenyum, akşam yatmadan çinko, demir ve prebiyotik alıyorum.

Dermatologlar ayrıca PRP veya trombositten zengin plazma tedavisini öneriyor. Henüz yaptırmadım ama yöntem, hastanın kendi kanının alınmasını, zenginleştirilmiş hücrelerin işlenmesini ve tekrar kafa derisine enjekte edilmesini içeriyor. Plazma, saç büyümesini doğal olarak uyaran proteinler içeriyor.

Minoksidil de verebilirler
Doğrudan kafa derisine uygulanan bir tedavi olan minoksidilin, kafa derisine dolaşımı iyileştirmek için kan damarlarını genişleterek çalıştığı düşünülmektedir. Kadınlara özel formülleri ve kolay uygulanabilen bir köpüğü vardır. Minoxidil’in kıl folikülünün aktif büyüme fazını da uzatabilir.

Reçeteli hap
Doktorlar reçeteli olarak satılan Finasteride hapını hem erkek hem de kadın tipi kellik tedavisinde kullanılabiliyor. Testosteron’un DHT adı verilen daha aktif formuna dönüşümünü engelliyor.

Evde Lazer Tedavisi
Yurtdışında evde kullanım için satılan ama Türkiye’de genelde güzellik merkezlerinde kullanılan Capillus tüy büyütme lazer başlığı, androgenetik alopesi tedavisi için FDA onaylı olduğundan sıkça tercih ediliyor. Lazer başlığı, daha kalın, daha sağlıklı saçlar için kıl folikülündeki hücreleri uyarıyor ve yenilemek için yüzde 100 tıbbi sınıf lazer diyotları kullanıyor. Başlığın fiyatı 30 bin TL civarında.
Günde altı dakika takmak, kafa derisine giden kan akışını yeniden başlatmaya yardımcı olabiliyor. Ancak işin püf noktası, günlük kullanıma devam etmek ve istenen sonuçları görmeye başladığınızda gevşememek.

Özel formüle edilmiş şekillendirici ürünler
Şekillendirme ürünlerinizi akıllıca seçmek, genellikle gözden kaçan bir başka önemli adım. Ancak son zamanlarda saçların daha uzun, daha dolgun ve daha sağlıklı büyümesini sağlamak için keratin, kollajen, biyotin ve doğal aktifler gibi besinlerle formüle edilmiş bir dizi saç bakım ürününe sahip olan Curlsmith’i almak istiyorum fakat Türkiye’de yok.
Bu yüzden önerim John Frieda Nourishing Oil Elixir with Argan Oil gibi saçlardaki hasarı iyileştiren ürünler. “En hafif yağlar, geleneksel yüz bakım yağlarında bulunan içeriklere sahip. “Ayçiçeği, mera köpüğü tohumu yağı, tatlı badem, üzüm çekirdeği ve soya yağları bunlara örnek. Elektriklenmeyi önler; saçları yağlı göstermeden, kökleri ağırlaştırmadan parlaklık sağlarlar.” L’Oreal Paris Elvive Extraordinary Oil Treatment ve Bumble and Bumble Hairdresser’s Invisible Oil Heat/UV Protective Primer ürünlerinde bu yağlar mevcut.

Yazan:

Yasemin Y. Candemir

Ben Yasemin Candemir. İşin aslı güzellik benim için 12 yaşındayken başlayan bir kariyerdi. O zamanlar ilgimi çeken ilk ürünleri hala hatırlıyorum; Lancôme Juicy Tube , Clarins'ten bir göz farı paleti, L'Occitane Shea el kremi ve Clinique'in hala var olan Black Honey ruju gibi. Şimdi sizinle hem deneyimimi hem de yaşımla birlikte gelen bilgeliği paylaşacağım. Bir süredir freelance olarak trend forecasting projeleri ile de ilgileniyorum. yycandemir@gmail.com'dan bana ulaşabilirsiniz. Güzellik dünyasının doğru bilgi kaynağındasınız, tadını çıkarın...